DUGONGLAR VE DRONE’lar:

Erişilmesi güç uzak alanlar, muhteşem kıyılar ve dugonglar bir arada bulunuyor. Hava ölçümleri, küçük uçaklar ve manüel olarak görüntülerin ayrıştırılması için harcanan sayısız saatler de aynı şekilde beraberinde geliyor.

Şu ana kadar, dugong nüfusunu izlemenin en iyi yolu bir uçak ayarlamak, bir pilot kiralamak ve kıyıda aşağıya ve yukarıya doğru uçuş yapmaktı.

Murdock Üniversitesi’nden Dr. Amanda Hodgson insanlı uçaklar yerine drone-bazlı ölçümler yapılması için 10 yıldır çalışmalar yapıyor. Drone-bazlı ölçümler sadece daha güvenli olmakla kalmayıp, aynı zamanda da daha ucuz, daha hızlı ve daha detaylı.

Dugongu Kim Sevmez ki?

Dugonglar aşırı sevimli ve çok önemlidir. Amanda’ya göre: “Dugonglar gezengendeki favori türüm. Dugong, otobur olan tek deniz memelisi ve genetik olarak gerçekten tek ve benzersiz hayvanlar.”

Ancak dugonglar çoğunlukla aşırı uzak noktalarda yaşıyorlar ve utangaç hayvanlar. Bu da onlar üzerine çalışmayı zorlu (ve pahalı) yapıyor.

Dugongları izlemek için küçük uçaklarda yüzlerce saatini geçirmiş olan Amanda’nın ekip üyesi Dr Christophe Clegue’a göre: “Dugonglar hakkında –nerede yaşarlar, sayıları kaçtır, onları nasıl koruyabiliriz, gibi- temel bilgilere sahip değiliz”.

Süper-Hızlı Onboard İşleme

Christophe son dönemde WA Pilbara sahilinde 3-haftalık test ölçümü gerçekleştirdi. Birkaç farklı drone ile test yaptı; bunlardan bir tanesi ise üstünlüğüyle göze çarpıyordu: WingtraOne.

WingtraOne çoğunlukla madencilik ve ormancılık işlerinde kullanılan bir hibrid drone. Helikopter gibi dikey kalkış ve iniş yapabiliyor; ki bu da küçük teknelerde çalışırken hayati öneme sahip. Havalandığında sabit kanatlı bir uçak gibi uçuyor, bu da menzilini arttırıyor. WingtraOne aynı zamanda çok yüksek çözünürlüklü bir kamera ile de kullanılabiliyor.

Christophe: “WingtraOne, dugongların tespit edilmesi ve tanımlanması için gereken özel çözünürlük ve mümkün olduğunca geniş alanın kapsanması arasındaki dengeyi sağlıyor.”

“DRONE’LAR GERÇEKTEN YENİ FIRSATLAR YARATIYOR... BİR DRONE KULLANARAK, BİR DUGONGUN KONUMUNU, ONLARCA METREYE KADAR, PREZİSYONLU VE TAM OLARAK BELİRLEYEBİLİYORSUNUZ.”

Drone’lar ile binlerce fotoğraf toplandı ve bunların tümü ekibin yüksek-hızlı onboard dugong-gözetleme algoritması ile işlendi.

Christophe: “Sadece birkaç gün içinde dugong yayılımı ve yoğunluğuna ilişkin haritaları çıkartabildik. Bu gerçekten heyecan verici.”

Algoritma, dugongların zaman açısından %70’ini zaten biliyor, ve daha fazla fotoğraf alındıkça performansı daha da iyileşecek.

Yeni Yönler

Drone’lar araştırmacıları küçük bir uçak bulma, buna bütçe ayırma ve uçma zahmetinden kurtarıyor.

Christophe: “Drone’lar gerçekten yeni fırsatlar yaratıyor. Bir drone kullanarak, dugongların konumunu, onlarca metreye kadar, prezisyonlu ve tam olarak belirleyebiliyorsunuz.”

Amanda da buna katılıyor: “Önceden gerçekten küçük konumları görüntüleyebilme şansımız yoktu. Şimdi ise bir alanı sürekli olarak günlerce izleyebiliyoruz.”

Avustralya’da büyük dugong popülasyonları var, özellikle de Shark Körfezi ve Torres Boğazı’nda.
Christophe: “Avustralya sınırının dışında, Doğu Afrika’dan Vanuatu’ya kadar, sadece bir avuç dugong kaldı.”

Artık bu inanılmaz yaratıklar hakkında eskisinden çok daha fazla bilgi edinmek için drone’ları kullanabiliyoruz.
Amanda: “Hakkında çok fazla bilgi bulunmayan türleri incelemek heyecan verici. Çok daha fazlasını keşfetme fırsatına sahibiz.”